Çiğneme sistemi esas olarak dişleri, çiğneme kaslarını ve temporomandibular eklemleri içerir. Vücudumuzda çok hassas, kompleks ve son derece kapsamlı bir şekilde birbirine bağlı olan biyomekanik fonksiyonel birimler vardır. Eğer çiğneme sisteminin biyomekaniği bir şekilde bozulmuşsa, bu durum temporomandibular hastalıkların ya da benzerlerinin oluşmasına sebep olabilir. Temporomandibular eklemler ve çiğneme kasları tarafından sağlanan üst çene ve alt çene arasındaki uyumlu etkileşim sağlığımız için gereklidir. Eğer bu uyum bozulursa, çiğnemek, yutkunmak ve yüz kaslarını çalıştırmak acılı ve zor bir durum haline gelebilir. Vücutta çevre dokuları kötü etkileyen ve uygun anatomik pozisyonunda olmayan temporomandibular eklem (çene eklemi), genel vücut sağlığını ve postürünü de olumsuz etkileyebilir.
Sonuçta ortaya çıkan semptomlar karmaşıktır ve açıklaması zor bir biçimde ortaya çıkarlar. Bu yüzden, bu durumdan etkilenen hastalara genellikle bu şikayetlerin psikolojik veya stres kaynaklı olduğu söylenmiştir ve tedavileri buna göre uygulanmıştır. Bunun dışında bazı vakalara da “diş gıcırdatıcı” ya da “bruksist” olarak tanı konulmuştur. Bu koyulan tanı da tedavi sürecinde yardımcı değildir. Çünkü bize göre diş gıcırdatma, rahatsızlığın kendisi değil, arka planda yatan kompleks problemlerin bir sonucudur. Çiğneme sistemindeki biyomekanik dengesizlikler çoğu zaman bu şikayetlerin gerçek sebebi olurlar. Temporomandibular hastalığı olan hastalara genel olarak egzersiz, antidepresan ilaç, kas içi enjeksiyonlar ve gece plağı verilir. Bu seçenekler hastanın şikayetlerinin azalmasını sağlar fakat hiçbir zaman altında yatan problemin kesin çözümü olamazlar.
Bu tip bozuklukları çiğneme sistemi içinde tespit etmek, nedenlerinin farkına varmak ve tedavi etmek gerektiğinde başka dallarla işbirliği yapmayı gerektirir. Hedef hastaların hayatlarını semptomsuz ve şikayetsiz olarak, çeşitli ilaçları ve gece plağını kullanmayarak devam ettirmeleridir.
Tedavilerimizde kalıcı sonuçlar alacak şekilde, özellikle çiğneme sisteminizin fonksiyonel yönlerini ele alarak tutkuyla ve hassasiyetle deneyimlerimizi uygulamaktır. Fonksiyonel bozukluklardan etkilenmiş çiğneme sisteminizin biyolojik olarak doğru tedavisi üzerinde özel olarak çalışmaktayız.
Yaklaşımımızın temel prensibi, biyofonksiyonel bütüncül tedavi konseptini içerir.
Bu konsept, çiğneme sisteminizdeki etkenleri doğru olarak ölçmek ve gözlemlemek esasına dayanır : temporomandibular eklemin (çene eklemi) stabil ortopedik pozisyonu, doğru olarak tanımlanmış oklüzyon (dişlerin kapanışı ) ve doğal diş formları. Bu unsurlar çiğneme sisteminin uzun vadeli fonksiyonel sağlığından sorumlulardır. Fizyololojik fonksiyon, rahat çiğneme, uzun ömürlülük ve estetik görünüm bu dokuların ideal biyolojik şekillerine bağlıdır.
Sık görülen semptomlar:
- Baş ve yüz ağrısı
- Kafa, boyun ve omuz kaslarındaki gerginlikler
- Migrene benzer ağrılar ve şikayetler
- Temporomandibular eklemde ağrı (çene eklemi)
- Temporomandibular eklemde çeşitli hasarlar. (tıklama ve gıcırdatma sesi, hareket özgürlüğünün azalması)
- Dişe, ağza, boyuna ve omuzlara yayılan ağrı
- Yutkunmada zorlanma
- Alt çenenin ağır gelmesi
- Kulak ağrısı
- Kulakta doluluk hissi
- Kulak çınlaması
- Sabahları uykudan yorgun uyanma
- Göz ağrısı, ışık hassasiyetinde artma
- Nevralji
- Baş dönmesi, vertigo
- Uyku bozuklukları
- Depresif ruh hali
Dişler, çiğneme kasları ve temporomandibular eklemler vücuda çok hassas, kompleks ve biyofonksiyonel bir şekilde bağlıdır.
Çiğneme sistemi sadece şu şartlar sağlanırsa stabil kalır ve uzun süre sağlıklı çalışmaya devam eder:
- Temporomandibular eklemler her çiğneme bitiminde “sıfır noktasına” (temporomandibular eklemlerin sentrik ilişkisine) dönebiliyorsa.
- Bu sırada, alt ve üst çenedeki bütün dişler aynı anda temporomandibular eklemin sentrik pozisyonunu etkilemeden bir araya gelebiliyorsa.
- Alt ve üst çenedeki dişler arasındaki uzaysal ilişkilerin biyolojik ilkeleri devam ettiriliyorsa ve dişler aşınmamış, normal formunda ise.
Bunun haricindeki durumlarda, anatomik yapılar ve dokuların her biri kaçınılmaz olarak doğal olmayan streslere maruz kalırlar. Bu çeşit fonksiyonel bozukluklar yetersiz dental restorasyonlar ya da kötü yapılmış ortodontik tedavi kaynaklı da olabilirler. Bu durumdan etkilenen hastalar uzun bir süre rahatsızlıklarını fark etmezler, çiğneme sistemi geçici olarak bu duruma “adapte olur”. Bu durum dişlerin yıllar içerisinde sürekli olarak aşınmasına neden olur, bu aşınmaların yaşlanmanın getirdiği yan etkilerle ve doğal süreçle ilgisi yoktur. Çoğu hasta genelde “diş gıcırtatan” ya da “bruksizm hastaları” olarak adlandırılır, bu durumun kaynağının da psikolojik ya da stres kaynaklı olduğu düşünülür. Bu yaklaşımların hiçbiri problemleri tam olarak çözemez.
Bununla birlikte, hasta ısırışının yanlış olduğunu hissedebilir, ama başta diğer belirtileri göstermez. Vücut artık bu düzensizlikleri telafi edemediğinde, çeşitli hastalıklar ve semptomlar oluşabilir.
Çiğneme sistemi izole bir organ olmadığı için, bu bozukluklar bütün vücudu etkileyebilir. Bu bozukluklar “temporomandibular bozukluklar” olarak bir grup altında toplanmıştır.
Çiğneme Sisteminin Biyofonksiyonel Rekonstrüksiyonu 3 ana tedavi aşamasına ayrılır:
1. AŞAMA: Temporomandibular eklem ve çiğneme kaslarının ön tedavisi:
Sağlıklı bir çiğneme sisteminin en önemli karakteristiklerinden bir tanesi temporomandibular eklemlerin düzgün pozisyonda olmasıdır. Buna dayanarak, tedavimizin ilk aşamasında, temporomandibular eklemlerin doğal ve sağlıklı ortopedik pozisyonda olmalarını sağlarız. Bunu sağlamak için MAGO adı verilen dişlerdeki biyomekanik düzensizlikleri ortadan kaldıran bir splint kullanıyoruz. MAGO splinti basit diş gıcırdatma önleyici gece plağından farklıdır. Tedavinin bu aşamasında dişlere herhangi bir müdahale yapılması gerekli değildir.
Son derece hassas ve amaca yönelik tasarımı sayesinde, MAGO splinti doğru biyomekanik çiğneme hareketini stimüle eder, bu durumda çiğneme kasları, temporomandibular eklemler (çene eklemi) ve dişler mükemmel bir uyum içerisinde birlikte çalışırlar. Disfonksiyonel durumların ağırlığına göre splintin kullanım süresi değişkenlik gösterebilir. Çiğneme sisteminin yapılarının ve dokularının iyileşmesi sürecinde MAGO splint üzerinde düzenlemeler yapılabilmektedir, bu da hem kullanımı hem de tedaviyi kolaylaştırır. MAGO tedavisinin sonunda, temporomandibular eklem yapıları fizyolojik olarak doğru ortopedik pozisyonda, stabil şekilde iyileşmiş olurlar; böylece doğru sentrik pozisyon güvenilir ve her çiğneme hareketinde tekrarlanabilir şekilde belirlenir. Yapılan bu stabilizasyon, daha sonra yapılacak rekonstrüksiyonların fonksiyonel doğruluğu ve dişlerin uzun ömürlü olması için zorunludur.
Çiğneme sistemi vücutta izole bir şekilde değildir. Yaptığımız tedavinin öncesinde vücudun postürünü de değerlendirir ve dikkate alırız. Burada, zaman zaman MAGO tedavisine paralel olarak, fizyoterapi desteğinden yararlanabiliriz. Bu vakalarda, MAGO tedavisi, fizyoterapinin de başarısının kalıcı olmasını sağlar.
Bu noktada iki seçeneğimiz var:
- Fonksiyonel tanı ve tedavi: dişlerin fonksiyonel olarak doğru adaptasyonu ve çiğneme sisteminin biyomekanik olarak restorasyonu yapılır, böylece oklüzal splinte ihtiyaç kalmaz. EN İYİ SPLİNT DİŞLERİN KENDİSİDİR !
- Eğer dişlere müdahale edilmesi istenmiyorsa, hasta MAGO splintini durumunun asemptomatik olarak kalması için kullanmaya devam edebilir.
Hasta ilk seçeneği seçerse, tedavinin bir sonraki aşaması aşağıdaki gibidir:
2.AŞAMA: Tanı ve tedavi planı
1. aşamanın sonunda belirlenmiş temporomandibular eklem pozisyonuna ve ölçümlerine dayanarak, uyumlu bir fonksiyonel çiğneme sistemi yaratmak için yapılması gereken değişiklikler belirlenir.
Bu aşamada, her dişin gelecekteki hali için çene modelleriyle çalışılarak tüm sistemin mükemmel bir biçimde çalışması sağlanır. Dişler için gereken değişiklikler küçük bir şekil düzeltmesi de olabilir, büyük bir restorasyon da. Bazı vakalarda, başlangıçta ortodontik tedavi uygulamak dişlerde büyük restorasyon yapmama adına seçilebilecek iyi bir yoldur.
Final restorasyonlarını belirlediğimiz mum modeli ( wax up ) hazırlamak çiğneme sisteminin biyomekaniği hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bu bilgiler ışığında hazırladığımız, hastanın mum modelinin bitmiş halini göstererek onlara yapılacak bütün tedavi aşamalarını açıklıyoruz.
3. AŞAMA: Mum modeli ağıza taşımak ( Mock Up )
Mum modeli ağıza başarılı bir sonuç alacak şekilde uyarlamak iyi bir planlama ve titizlik gerektirir. Örneğin, 1. aşamadaki temporomandibular eklemin belirlenmiş pozisyonunun bozulmaması, her bir dişin karşıt dişlerin belirli yerlerine noktasal olarak temas etmesi gerekir. Bu ince ayrıntılar uzun süreli başarı için çok önemlidir.
Bu nedenlerden dolayı, çoğu vakada, en az birkaç diş grubuna başlangıçta geçici restorasyonlar yapılarak dişler uyumlandırılır. Bu geçici restorasyonlar tıpkı son yapılacak daimi restorasyonlar gibi gerçek form ve hassaslıkta yapılır.
Ayrıca bu restorasyonların periodonsiyum, kas sistemi ve temporomandibular eklemin sağlığı için ağızda uyumlandırılabilme avantajı vardır. Gerekli ayarlamalar, düzenlemeler ve ince uyumlamalar bu geçiciler üzerinde yapıldıktan sonra daimi seramik restorasyonların yapımına geçilir. Ve splintlere artık ihtiyaç duyulmaz.
Az ya da çok, çene eklemi problemi yaşayanlar için diş tedavilerinde sadece estetik açıdan değerlendirilerek müdahale yapmak doğru olmayabilir rahatsızlıkların artmasına neden olabilmektedir.
Estetik, çene ortopedisi tedavi konseptimizin birinci amacı olmamakla birlikte, sağlıklı ve fonksiyonel çiğneme sistemi sağlandığında, otomatik olarak iyi bir estetik görünüm sağlamaktadır. Bu bakış açısı, biyofonksiyonel tedavi konseptini tamamen kozmetik olan dental işlemlerden büyük ölçüde ayırır.
Biyofonksiyonel diş hekimliği, uzun süreli ve doğal güzelliğe sahip bir çiğneme sisteminin en uygun şekilde oluşturulmasıyla ilgilidir.
Hastalarımıza yüksek kalitede genel diş bakımı sağlamanın yanı sıra, uygulamalarımızda çiğneme sisteminin kapsamlı ve fonksiyonel rehabilitasyonu konusunda teknik hassasiyet, ideal estetik ve uzun ömürlülüğü garanti ediyoruz.
Deneysel bulgulara ve bilimsel araştırmaların iç yüzüne dayanarak, çiğneme sisteminin diğer organlardan ayrı, çok hassas ve biyofonksiyonel bir organ olarak vücudun geri kalanıyla bir dengede olduğunu görüyoruz. Aslında, bizim yaklaşımımız yalnızca semptom odaklı diş tedavisi değildir. Hastalarımıza önem vererek -özellikle temporomandibular eklem rahatsızlığı olanlara- semptomlarının nedenlerini bulup uzun ömürlü tedaviler yapıyoruz.
Yaklaşımımızın temel ilkesi, Amerika’da bulunan ve uzun yıllar boyunca üzerinde çalışılarak geliştirilen biyofonksiyonel tedavi konseptine dayanıyor. Diş hekimliğinin farklı alanlarından tanınmış uzmanlarla kurduğumuz uzun süreli profesyonel ağ, bize aynı zamanda en yüksek diş hekimliği standartlarını karşılayan tedavilere erişim şansı veriyor. Deneyimlerimiz, titizliğimiz ve tutkumuz ile kendimizi sizin tedavilerinize adayacağız.
En yüksek standartlarda tedavilerimizi uyguluyoruz ve kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Hastalarımız Türkiye’nin çeşitli illerinden ve diğer ülkelerden geliyor. Bu hastalarımızın içinde birçok meslektaşımız, diş hekimlerimiz de bulunuyor.
Temporomandibular Hastalıklar kendini tek başına ya da kombine olarak gösteren semptomların bir grup altında toplanmasıyla oluşturulan kolektif bir terimdir:
Sık görülen semptomlar:
- Baş ve yüz ağrısı
- Kafa, boyun ve omuz kaslarındaki gerginlikler
- Migrene benzer ağrılar ve şikayetler
- Temporomandibular eklemde ağrı (çene eklemi)
- Temporomandibular eklemde çeşitli hasarlar. (tıklama ve gıcırdatma sesi, hareket özgürlüğünün azalması)
- Dişe, ağza, boyuna ve omuzlara yayılan ağrı
- Yutkunmada zorlanma
- Kulak ağrısı
- Kulak çınlaması
- Göz ağrısı, ışık hassasiyetinde artma
- Nevralji
- Baş dönmesi
- Uyku bozuklukları
- Depresif ruh hali
Bir sorunuz mu var?
Doktora Danışın
Çene ortopedisi ve genel diş tedavileri hakkında sorularınızı aşağıdaki form aracılığıyla
Prosthodontist / Protez Uzmanı Dr. Melih Şengül’e iletebilirsiniz.
Dr. Melih Şengül ile
Randevunuzu Planlayın
0 (216) 355 36 57 numaralı hattımızdan bizi arayarak veya aşağıdaki butona tıklayarak randevunuzu hemen şimdi planlayabilirsiniz.
Diğer Tedaviler
/melihsengul